Geçtiğimiz yüzyılda gündemimize dâhil olan dijitalleşme gerçeği, önceleri hayatın sınırlı alanlarında küçük ölçekli bir tesir imkânına sahipken, özellikle son on yılda etkisini iyice artıracak gelişmelerin odağında oldu. Hızlandırıcı bir etken olarak salgın süreciyle, hayatın olağan akışında yapıp ettiğimiz faaliyetler iyiden iyiye dijital mecralara taşınmaya başlandı. Bu süreç, insanlık için yüzyıllardır kanıksanan bir yığın alışkanlığın geride kalmasına yol açarken, yepyeni karşılaşmalar vadeden birçok meseleyi beraberinde getirdi. Bilindik gerçeklikle sanal gerçeklik arasındaki çizginin iyice soluklaşmaya başladığını fark eder olduğumuz bu süreci “Sanala Göç” başlığıyla 11. sayımızda çeşitli boyutlarıyla işlemeye çalıştık. Göç yolunda yenice tanımaya başladığımız bu sanal coğrafyanın endemik terminolojisini tanıtırken, bu yolculuğun iktisadi, sosyal ve psikolojik etkilerini bir problematik olarak sunmaya çalıştığımız sayımızda, ele aldığımız konular itibarıyla panoramik bir bütünlük yakalamaya çalıştığımız fark edilecektir.
Keyifli okumalar dileriz.
Yayın Kurulu adına,
Ebrar Sena Çekiç, Abdullah Yusuf Kabaoğlu, Bahadır Sancak