Editörden: Çocuk

0 Paylaşım
0
0
0

Çocukluk, sosyal bilimlerin çeşitli disiplinleri tarafından incelenen; tarihsel, kültürel ve psikolojik boyutlarıyla kompleks bir fenomen olarak karşımıza çıkar. Bu çok katmanlı yapı, çocukların toplum içindeki yerini, bireysel gelişimlerini ve insan yaşamındaki evrensel rollerini anlamamıza yardımcı olur. Günümüzde çocukluk üzerine yapılan akademik çalışmalar, yalnızca çocuk psikolojisi veya eğitimiyle sınırlı kalmayıp aynı zamanda sosyoloji, antropoloji, edebiyat ve sinema gibi disiplinlerde de geniş bir yelpazeye yayılmaktadır. İnsanların kimliklerini oluşturduğu ve dünyayı anlamlandırmaya başladığı çocukluk dönemi, güncel koşullarında yeniden ele alınması gereken bir konu halindedir.

Bu sebeple, Mesail’in 15. sayısında “çocuk” konusunu çok yönlü bir şekilde ele almayı hedefledik. Sayımızda çocukların bilişsel gelişimini, pediatrik sağlık alanındaki yenilikleri, ebeveynlik pratiğini ve sanal dünyanın bu bağlamdaki etkilerini inceledik. Psikoloji, tıp, sinema ve eğitim alanlarında yapılan son araştırmaları temel alarak çocukların ruh halini ve psikolojisini daha iyi kavramaya çabaladık. Aynı zamanda,  modern ebeveynlik kavramına da önemli bir odak noktası olarak sayımızda yer verdik. Geleneksel ebeveynlik anlayışı ile dijital çağın getirdiği sanal ebeveynlik arasında dengeyi bulmaya çalışırken sanal dünyanın çocukların hayatına etkisini ve aile içi dinamikleri nasıl etkilediğini de mercek altına aldık.

Bu sayımızda:

Nazife Şişman, “Profesyonellikten Performansa Yeni Ebeveynlik Kültürü” başlıklı makalesinde, çağdaş ebeveynlik kültürünün karmaşıklığına odaklanıyor. Anne-babaların geçmişten günümüze değişen ebeveynlik modelleriyle başa çıkma çabalarını ve modern toplumun ebeveynlik algısındaki dönüşümleri incelerken ebeveynlikte karşılaşılan zorlukları ve değişen beklentileri derinlemesine irdeliyor.

Begüm Kıtay, “Çocukluğun Tarihsel Dönüşümleri: Geçmişten Günümüze Bir Bakış” isimli yazısında, çocukluk kavramının çocukluğun tarih boyunca toplumlar tarafından nasıl algılandığını ve bu algının zaman içindeki değişimini ele alıyor.

Seda Duman, “Utançlı Benlik Eşcinsellikle Onarılabilir mi?” başlıklı makalesinde, çocukluk döneminden gelen duygusal mirasların ve utanç duygusunun cinsiyet kimliği gelişimi üzerindeki etkilerini inceliyor. Yazı, erkek çocuklardaki utanç duygusunun eşcinsel eğilimlerle ilişkilendirilmesine odaklanarak dikkat çekici bir analiz sunuyor.

Halide Sena Koçyiğit ve Rümeysa Fatma Çetin, “Türkiye Örnekleminde Jenerasyonlar Arası Baba-Çocuk İlişkisi” isimli yazıları ile sosyolojik bir perspektiften baba ve çocuk arasındaki ilişkiyi irdeliyor. Türkiye’de jenerasyonlar boyu değişen baba-çocuk ilişkilerini ve bu değişimin sosyal ve kültürel faktörlerle nasıl şekillendiğini tartışıyor.

Hatice Şeyma Kara, “Çocuklar Hikaye Kitaplarından Neler Öğreniyor?” başlıklı yazısında çocuk edebiyatının gelişimdeki önemine dikkat çekiyor. Çocuk kitaplarının dil, kimlik ve ahlaki değerlerin aktarımındaki rolünü ele alırken, edebi eserlerin çocukların düşünsel ve duygusal gelişimlerine katkısını vurguluyor.

Ertuğrul Sancak‘ın “Doğudan Batıya İnsan, Batıdan Doğuya Fikir Göçleri Arasında Çocuk Hekimliği” başlıklı makalesi, çocuk sağlığı ve hastalıklarının tıbbi bakış açısıyla incelenmesine odaklanıyor. Çocuk hekimliğinin, çocukların henüz olgunlaşmamış vücutlarına özel bir yaklaşıma ihtiyaç duyduğunu ve çözüm arayışlarının disiplinler arası işbirliği ile sürdürülmesi gerektiğini vurguluyor.

Mutlu Kurnalı, “Çocukluğun Zaman Dalgası: Sinema ve İmaj” başlıklı makalesinde, çocukluğun hayal dünyasıyla sinemada zaman kavramı arasındaki ilişkiyi vurguluyor. İspanyol yönetmen Victor Erice’in “Arı Kovanının Ruhu” ve Yunan yönetmen Theodoros Angelopoulos’un “Sonsuzluk ve Birgün” filmleri üzerinden çocuk karakterlerin zamanla nasıl etkileşime geçtiklerini inceliyor.

Çeşitli disiplinler çerçevesinden çocukluğun güzel ve bir o kadar karmaşık yapısını daha iyi anlama çabası içinde olduğumuz bu sayı vesilesiyle, çocuklarımızın dünyasını ve onların geleceğimiz üzerindeki hayati rolünü daha iyi anlamayı hedefliyor, bu konuda çok yönlü bir bakış açısı sunabildiğimizi umuyoruz.

Keyifli okumalar dileriz.

Yayın Kurulu adına,

Betül Demirel & Halide Sena Koçyiğit

0 Paylaşım