Nesiller Arası Genetik-Üstü Aktarım: Sentetik Bir Polimer Olarak Plastikler

0 Paylaşım
0
0
0
Plastiklere Giriş

Plastik, ucuza üretilebilen ve kolayca şekil verilebilen hidrokarbon temelli sentetik polimerler için kullanılan umumi bir tabirdir. 19. yüzyılda literatüre giren, lakin 2. Dünya Savaşı’na kadar günlük yaşantımızda pek yer etmemiş olan bu sentetik polimerler, 60 yıllık süre zarfında dünyamızı, içerisindeki bütün hayvan, bitki, böcek ve insanı da teşmil eder surette, bir daha geri dönüşü mümkün olmayacak şekilde etkileyecek ve bozacaktı. Günümüzde plastik, ekseriyetle petrol işlenimi sırasında ortaya gaz halinde zuhur eden yan ürünler olan etilen’in ve propilen’in farklı kimyasal tepkimeler aracılığı ile zincirlenmesi (polimerizasyonu) ile üretilmektedir.

Bu yazıda âdemoğlunun plastiğe bağımlı hale getirilen yaşantısında her yıl 300 milyon ton üzeri plastiğin nasıl üretildiğini, tarihte üretilen ilk plastikten bugüne kadar üretilen bütün plastiklerin çok kuvvetli karbon-karbon bağlarından dolayı doğada yüz yıllar içerisinde bile nasıl çözünemediğini, 8 milyon tondan daha fazla plastiğin her yıl denizlerimize ve okyanuslarımıza nasıl döküldüğünü, 2050 yılına gelindiğinde okyanuslarımızda balık sayısından daha fazla plastik bulunacağını, yüzlerce tür deniz ve hava canlısının bu plastikler dolayısı ile acı içerisinde can verişlerini anlatmayacağız.1 Bu yazıda hususen, plastiğin, bize ve ekosistemdeki diğer canlı vücutlarına bir nevi zerk yoluyla sebep olduğu biyolojik ve fizyolojik fesatlar; ve bu fesatların gelecek nesillerimize aktarılış yollarının bilimsel tespitlerini ele alacağız. Müteakiben de kendimizi ve çevremizi bu mevzularda ıslah edebilmek adına neler yapabileceğimizden bahsedeceğiz. Bu mesailin derinine inebilmek için kısaca hücre ve üreme biyolojisinden bahsetmeliyiz.

 

Genetik ve Genetik-Üstü (Epigenetik)

DNA ismi verilen uzun molekül kalıtsal (genetik) bilgiyi taşır ve bütün hücrelerimizde bulunur. Bu genetik bilgi bir ansiklopedi vazifesini ifa eder ve canlının fabrika ayarlarını belirler. Bu DNA ansiklopedisinin muhtevasındaki tariflerin yazıldığı dil 4 harften oluşur: A, G, C ve T. Bu harflerde meydana gelebilecek istenilmeyen değişiklikler (mutasyonlar) tarifleri değiştirerek hastalıklara sebebiyet verebilir. Örneğin, çok yaygın olan kanser hastalığı vücut hücrelerimizdeki bu harflerin zaman içerisinde kendiliğinden veya sigara gibi kanserojen içerikli maddeler yüzünden değişmesi ile baş gösterir. (vücut ve üreme hücreleri farkı için bkz. Ek A)

Eğer genetik bilginin kaynağı olan DNA’yı  6 milyar boncuktan (harften) oluşan 2 metre uzunluğunda bir tesbih olarak düşünürsek, bu tesbihin küçük bir hücre içerisindeki sınırlı hacimde hangi şekilde sarılarak durduğu da genetik-üstü (epigenetik) bilgiyi oluşturacaktır. (Resim 1 ve Ek B) Son olarak, insanlar ve diğer canlılar bu genetik ve genetik-üstü bilgiyi bir nesilden diğerine aktarmak sureti ile çiftleşerek yeni nesilleri oluştururlar. Bu bilgi aktarımında plastiklerin tahrip edici etkilerine değinmeden önce nesiller arası genetik-üstü aktarımına yönelik çığır açıcı çalışmalara değineceğiz. Ardından, canlıların bu aktarım sürecinde plastik kullanımından nasıl etkilendiklerini detaylı olarak inceleyip son olarak, genetik üstü aktarımın sağlıklı bir şekilde seyri için gereken tedbirleri plastik özelinde paylaşacağız.

Resim 1. DNA zincirlerimiz 4 farklı harften meydana gelir (genetik bilgi) ve farklı şekillerde sımsıkı sarılmış bir şekilde hücrelerimizde bulunur (epigenetik bilgi)

 

Nesiller Arası Genetik-Üstü (Epigenetik) Kalıtım/Aktarım

Yediklerimiz, içtiklerimiz, soluduklarımız, duyduklarımız ve gördüklerimiz münferit olarak sadece bizi mi etkiler? Sürekli yemeyi tercih ettiğimiz bir yemeğin veya içtiğimiz bir gazlı içeceğin içerisinde bulunan kimyasal (organik veya inorganik) maddeler sadece vücut hücrelerimizle mi tepkimeye girer? Ciğerlerimize çektiğimiz sigara, elektronik sigara veya nargile dumanı gelecek nesillerimizi etkileyebilir mi? Başımızdan geçen travmatik görsel veya işitsel uyaranlar henüz doğmamış çocuklarımızda fizyolojik değişikliklerin müsebbibi olabilir mi?

Bu tıbbi ehemmiyeti haiz suallerin kapsamlı cevapları ilk olarak 1998 yılında Wolff ve arkadaşlarının FASEB dergisinde, akabinde ise Morgan ve arkadaşlarının Nature Genetics dergisinde yayımladıkları şaşırtıcı fare deneylerinden elde edilen araştırma sonuçları ile verildi. Bilim insanları uzunca süre aktarılabilen kalıtsal değişikliklerin sadece harf değişimi, yani genetik bilgi seviyesinde olabileceğine odaklanmışlardı. Babadan gelen sperm ve anneden gelen yumurtanın döllendikten sonra epigenetik bilgiyi tamamen ve geri dönüşü olmayacak bir şekilde sıfırladığı/sildiği düşünülüyordu. Bunun ispatı veya çürütülmesi için farelerdeki tüy rengine karar veren gene bakmak gerekecekti. Farelerde tüyleri sarartan sarı pigmentin üretiminden dolaylı olarak sorumlu olan genetik bilgi Agouti isimli bir gende saklıdır. Normal şartlarda DNA’ları neredeyse-aynı olan safkan ebeveynlerin çocuklarının hepsinin DNA’larının ve dolayısı ile tüy renklerinin de aynı olması gerekmektedir. Wolff ve arkadaşları neredeyse-ikiz sayılabilecek kardeş farelerin tüylerinin renklerinin annenin hamileyken tükettiği yemeklerin içeriğine göre değiştiğini gösterdiler.2 (Resim 2) Bütün kardeşlerin genetik bilgileri aynı olduğuna göre, kardeşlerin tüy rengini değiştiren şey ne idi? Cevabın genetik-üstü haritadaki değişikliklerde saklı olduğunu detaylı araştırmalar gösterecekti. Bu araştırmalar ile günlük gıdamız içerisinde bulunan B9 vitamini (folik asit) gibi temel maddelerin hamilelik sırasında ceninlerin DNA’larında bulunan harfleri (genetik) değiştirmese bile DNA’ların genetik-üstü haritasını değiştirebilecekleri ortaya konmuş oldu. Bu müthiş çalışma ile annelerin hamilelik sırasında yedikleri, içtikleri ve genel olarak çevrelerinden maruz oldukları uyaranların henüz doğmamış yeni nesil üzerindeki etkisinin araştırıldığı “nesiller arası genetik-üstü kalıtımı/aktarımı” alanının kapısı açılmış oldu. Bu demek oluyordu ki DNA’larımız mutasyona uğramadan da biyolojimizin ve vücutlarımızın değişmesi mümkün idi.

Peki ebeveynlerin hamilelikten önceki yaşantıları da çocukların biyolojisini etkileyebilir miydi? Morgan ve arkadaşları ise farelerde embriyo nakli çalışmaları ile memelilerde hamilelik öncesi genetik-üstü bilginin de nesiller arası aktarılabileceğini gösterdiler.3 Başka bir ifade ile, annelerimizin hem hamilelik öncesi hem de hamilelik esnasında tükettiği ve maruz kaldığı maddeler yeni nesilleri etkileyebiliyordu. 21. yüzyılda mütemadiyen maruz kalınan bu maddelerin en mühimlerinden birisi ise hayatımızın her tarafını işgal eden plastiklerdir. Şimdi, plastik kullanımı ve canlıların maruz kaldığı tahribatı yakından inceleyelim.

Resim 2. Genetik alt yapıları tamamen aynı olan kardeşlerin tüy renkleri annelerinin hamilelik döneminde veya öncesinde tükettiği gıdalarda bulunan folik asit (B9 vitamini) miktarı ile ters orantılı olarak değişmektedir. Kahverengi farenin hamileliği döneminde anne folik asit takviyesi almışken, sarı farenin hamileliği döneminde folik asit yetersizliği mevcuttur.

 

Etkilerini Nesillerce Aktararak İfsat Edebilen Plastikler

Plastiklerin üretimleri sırasında raf ömürlerini arttırmak, esnekleştirmek, şeffaflaştırmak gibi farklı gayeler ile içerilerine muhtelif katkı maddeleri eklenir. Yapılan araştırmalar, bu katkı maddelerinin içlerinde muhafaza ettikleri gıdalara nüfuz ettiğini -tartışmaya mahal vermeyecek surette- ispat etmiştir. (Detaylı bilgi için bkz. Ek C) Bu araştırmaların ortaya koyduğu gibi, plastik saklama kapları, şişeler, çatallar, bıçaklar, oyuncaklar, biberonlar, streç filmler, ambalajlar, paketlemeler, diş macunları, şampuanlar, plastik çoraplar ve kıyafetler, deodorantlar, kozmetik ürünler ve diğer yollar ile plastik ham maddeleri ve katkı maddeleri direkt olarak tüketilmekte ve vücudumuza sirayet ederek içeride dolaşmaktadır. Daha büyük resme bakacak olursak, her yıl denizlerimize boşaltılan tonlarca plastiğin sebep olduğu zararın, besin zincirinin tüm halkalarını etkilediği kolaylıkla görülebilir: küçük deniz canlılarından karideslere, karideslerden daha büyük balıkların vücutlarına doğru temerküz eden zararlı maddeler, muazzam miktarlara ulaşmaktadır. Benzer şekilde, topraklara gömülen plastik çöplerin içme sularına ve yer altı kaynaklarına karışarak büyük ve küçük baş hayvanların etlerini ve sütlerini de ifsat ettiği görülecektir. Nihayetinde, soframıza gelen gıdalar aracılığı ile de dolaylı yoldan plastik katkı maddelerini süratle tüketiyor olduğumuz sonucuna kolaylıkla varılacaktır. Dünya’nın muhtelif bölgelerinde, farklı insanlardan rastgele alınan idrar ve dışkı tetkiklerinde ortaya çıkan plastik katkı maddeleri ve mikro-plastik bulguları, bu gözlemleri doğrulamaya yetecektir.9–11

Peki bu katkı maddelerinin bilimsel olarak tespit edilen zararları nelerdir? Örneğin, PVC ham maddesi olan vinil klorür’ün vücuda alınıp işlendikten sonra insan DNA’sına yapışıp mutasyonlara sebebiyet vermek sureti ile karaciğer kanserine yol açtığı bilimsel olarak ispatlanmıştır.12 İçme sularını taşıyan PVC şebeke boru hatları, tenekeler ve oyuncaklarda sıklıkla kullanılan DEHP ve diğer Ftalat katkı maddelerinin ise insan hormon sistemini bozarak sperm kalitesini ve sayısını düşürmek sureti ile erkeklerde kısırlığa, doğum anormalliklerine, insülin direnci geliştirerek şeker hastalığına, meme kanserine, obeziteye, çocuklarda zeka geriliğine, otizme ve dikkat dağınıklığına sebebiyet verdiği raporlanmıştır.13–20 Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde genetik alanında solucanlar üzerinde çalışmalar yürüten Prof. Monica Colaiácovo plastiklerden geçebilecek çok düşük doz DEHP katkı maddesinin bile sperm ve yumurta üreme hücrelerindeki DNA’lara müdahale ederek döllenmiş embriyoların yanlış sayıda kromozoma sahip olabileceğini göstermiştir ve böylece Down sendromu gibi kalıtsal hastalıkların kaynağında plastik katkı maddelerinin yatabileceğini kanıtlamıştır.21

            BPA’nın da DEHP plastik katkı maddesi gibi hormon sistemini tahrif ederek kadın ve erkek üreme sistemlerini bozmak sureti ile kısırlığa ve anormal cenin gelişimine sebebiyet verebildiği gözlemlenmiştir.22 Bunun yanı sıra, hamilelik döneminde içme suyuna karışan BPA’nın yenidoğan kemirgenlerde ciddi kilo artışlarına, adet döngüsü bozukluklarına, ve hormonal dengesizliklere sebebiyet verdiği tespit edilmiştir.23 Aynı zamanda, düşük seviyelerdeki BPA enjeksiyonunun farelerde pankreas hücrelerinin işleyişini bozarak insülin direncine (dolayısı ile şeker hastalığına) yol açtığı keşfedilmiştir.24 En korkutucu gözlemlerden birisi ise, BPA’ya maruz kalan dişi farelerin mezkur Agouti genlerinin epigenetik (genetik-üstü) bilgisinin de tahrif edildiğinin ve bu yüzden yeni nesil farelerin sarı tüylü ve obez doğmasının tespiti olmuştur.25,26 Diğer dehşet verici araştırma ise BPA’ya maruz kalan dişi farelerin 3 nesil boyunca dişi çocuklarının, dişi torunlarının, ve torunlarının dişi çocuklarının da düşük doğurganlık ve yüksek düşük oranları gösterdiğinin keşfidir.27 Bütün bu bilimsel bulguların göz önünde bulundurulması ile, vücudumuza giren plastiklerin ve plastik katkı maddelerinin hem bizi hem de gelecek nesilleri ifsat ettiğini beraberce müşahede etmiş bulunuyoruz.

 

Islah Edici, Önleyici ve Koruyucu Neler Yapabiliriz?

Öncelikle, bir an önce çöplerimizi geri-dönüştürülebilenler olarak ayırmaya başlamalı ve bu çöpleri yalnızca geri-dönüşüm çöp kutularına atmalıyız. Unutmamalıyız ki, normal çöp kutusuna atılan her bir plastik şişe ile bizler de doğadaki fesadın bir parçası haline geliyoruz. Pet şişelerdeki içme suları yerine evimize arıtma sistemleri alarak evimizin günlük net plastik atığını azaltmalıyız. Market ve genel alışverişlerimizde tek kullanımlık ince plastik poşetler yerine kese kâğıdını tercih etmeliyiz. Evlerimizde uzun süreli muhafaza ettiğimiz şahsi alışveriş sepetimiz, çantamız veya çok kullanımlık kalın poşetlerimiz ile alışverişlere gitmeliyiz. Mümkün olduğunca kendi cam veya metal bardaklarımızı yanımızda taşıyarak günlük su, çay ve kahve ihtiyaçlarımızı bunlarla gidermeliyiz. Kullan-at pipet, plastik bardak, çatal, bıçak ve benzeri ürünleri kullanmayı asgariye indirmeliyiz. Plastik kaplarımızı içlerindeki gıdalar ile beraber kesinlikle mikrodalgada ısıtmayıp bulaşık makinasında yıkamamalıyız. Teneke kutulu veya plastik ambalajlı yiyeceklerden uzak durmalıyız. Her türlü plastik şişedeki içeceklerden kaçınmalı; mümkün olduğunca cam şişelerde muhafaza edilen içecekleri, sıvı yağ ve sair sıvı gıdaları tercih etmeliyiz. Özellikle sıcak yemeklerin muhafazası için mümkün olduğunca cam, porselen ve paslanmaz çelik gibi kaplar tercih edip plastik biberonları kullanmaktan kesinlikle kaçınmalıyız. Çocuklarımıza plastik oyuncaklar almamalı, her türlü plastik objeleri çiğnemelerine ve emmelerine izin vermemeliyiz. Bebek-bakım kozmetik ürünlerini sınırlandırmalıyız. Plastikten kaçış mümkün değil ise “BPAsız (BPA-free)” ve “Ftalatsız (Phthalate-free)” ve 2, 4 veya 5 numaralı plastiklerden tercih etmeliyiz. Naylon ve plastik temelli çoraplar ve kıyafetler yerine pamukluları tercih etmeliyiz. Yapay plastik objeler yerine mümkün olduğu her durumda seramik, porselen, bakır, çelik, demir, tahta, kil (çömlek), pamuk, keten, bambu, kenevir gibi doğal malzemelerden üretilmiş eşya satın almalıyız. Petrol endüstrisinin bir yan ürünü olan bu yapay ve tahripkâr polimerlerden kurtuluşu hızlandırmak adına yenilenebilir ve sürdürülebilir enerji kaynaklarına olan rağbeti arttırmalı ve elektrikli araçlara geçişleri hızlandırmalıyız.

Tüm bu tavsiyelerin hülasası, hayatımızın her alanından plastiği çıkarmak için elimizden gelen gerçekçi iradeyi gösterip gereken çabayı sarf etmektir. İyiliği emredip kötülüklerden men etmenin gerektirdiği bir şekilde de önce ailelerimizi, daha sonra da çevremizi bilinçlendirmeye çalışmalıyız.

Unutmamalıyız ki, doymak bilmez âdemoğlu olarak ellerimizle kesbettiğimiz günahlardan dolayı denizlerde acı çeken her canlıdan, düşen her bir kuru yapraktan, parçalanan her bir atomdan ve hatta atom altı parçacıklardan bile her daim haberdar olan Aziz ve Celil Yaratıcımız Allah bizlere şöyle buyurmaktadır:

“İnsanlardan kimi de vardır ki, dünya hayatı hakkındaki sözleri senin hoşuna gider ve o, kalbindekine Allah’ı şahit tutar. Halbuki o en yaman düşmanlardandır. İş başına geçti mi yeryüzünde fesat çıkarmak, ekini ve nesli helak etmek için koşar. Allah ise fesatı sevmez.” (Bakara Suresi 204-205)

 

Ekler

A) İnsanların ve ekseriyetle diğer canlıların vücutları; vücut hücreleri ve üreme hücreleri olmak üzere 2 tip hücre ihtiva eder. Üreme hücreleri erkeklerde sperm, kadınlarda ise yumurta hücreleri olarak zuhur eder. Vücut hücreleri ise umumi olarak geriye kalan diğer bütün hücrelerimizdir.

B) Bu çok uzun tesbihin (DNA molekülü) hangi kısımlarının nispeten daha sıkı katlandığı, hangi kısımlarının boğumlandığı, düğümlendiği veya bir rulo etrafında dolandırıldığı nihayet bu tesbihin 3-boyutlu düzlemde hangi bölgelerinin daha ulaşılabilir olduğunu belirleyecektir. Bu genetik-üstü (epigenetik) ulaşılabilirlik bilgisi en az genetik bilgi kadar ehemmiyetlidir. Ansiklopedilerimizdeki harflerin tahrife uğrayarak doğal olanın dışına çıkmasından endişe ettiğimiz kadar, hangi sayfalarının doğal olmayan bir şekilde birbirine çok kuvvetli yapıştırıcılar ile yapıştırılarak erişime kapatıldığından veya kapatılmadığından da endişe etmeliyiz.

C) Polipropilen (PP), polietilen (PE), polivinil klorür (PVC), polistiren (PS), polietilen tereftalat (PET) günümüzde en yaygın üretilen plastik türlerindendir. Bu plastiklerin üretimleri sırasında raf ömürlerini arttırmak, esnekleştirmek, şeffaflaştırmak gibi farklı gayeler ile içerilerine muhtelif katkı maddeleri eklenir. Somutlaştırmak adına birkaç örnek verecek olursak: Di(2-etilhekzil)ftalat (DEHP); PVC üretimi sırasında yaygınca kullanılan ve PVC’ye esneklik kazandıran bir katkı maddesidir. Bisfenol A (BPA) da çok yaygın bir şekilde kullanılan ve özellikle PET şişelere, yemek saklama kaplarına ve biberonlara eklenen sağlamlaştırıcı bir katkı maddesidir. Bu katkı maddeleri zaman içerisinde plastikte muhafaza edilen yiyecek ve içeceklere nüfuz eder. Plastik kapların ısıtılması ise bu bulaşma sürecini hızlandırır.4 Örneğin, cam yerine plastik şişelerde muhafaza edilen zeytin yağlarının içerisine kilo başına 452 mikrogram BPA geçtiği tespit edilmiştir.5 Yine örneğin, plastik biberonlar üzerine yapılan araştırmalar 70 derece sıcaklıkta 2 saat muhafaza edilen bebek gıdalarının içerisine 25-50 mikrogram miktarında DEHP ve sair muhtelif plastik katkı maddelerinin geçtiğini ortaya çıkarmıştır.6 Yine örneğin, Li ve arkadaşları kullan-at plastik bardakların içlerindeki içme sularına mililitre başına 5.83 nanogram DEHP katkı maddesi akıttığını keşfetmişlerdir.7

Referanslar

  1. Ellen MacArthur Foundation. The new plastics economy: Rethinking the future of plastics & Catalysing action. 2017.
  2. Wolff GL, Kodell RL, Moore SR, Cooney CA. Maternal epigenetics and methyl supplements affect agouti gene expression in Avy/a mice. FASEB J. [Internet]. 1998 [cited 2020 Jan 14];12:949–57. Available from: http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/9707167
  3. Morgan HD, Sutherland HGE, Martin DIK, Whitelaw E. Epigenetic inheritance at the agouti locus in the mouse. Nat. Genet. [Internet]. 1999 [cited 2020 Jan 14];23:314–8. Available from: http://www.nature.com/articles/ng1199_314
  4. Hahladakis JN, Velis CA, Weber R, Iacovidou E, Purnell P. An overview of chemical additives present in plastics: Migration, release, fate and environmental impact during their use, disposal and recycling. J. Hazard. Mater. [Internet]. 2018 [cited 2020 Jan 15];344:179–99. Available from: https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S030438941730763X?via%3Dihub#bib0715
  5. Abou Omar TF, Sukhn C, Fares SA, Abiad MG, Habib RR, Dhaini HR. Bisphenol A exposure assessment from olive oil consumption. Environ. Monit. Assess. [Internet]. 2017 [cited 2020 Jan 14];189:341. Available from: http://link.springer.com/10.1007/s10661-017-6048-6
  6. Simoneau C, Van den Eede L, Valzacchi S. Identification and quantification of the migration of chemicals from plastic baby bottles used as substitutes for polycarbonate. Food Addit. Contam. Part A [Internet]. 2011 [cited 2020 Jan 14];1–12. Available from: http://www.tandfonline.com/doi/abs/10.1080/19440049.2011.644588
  7. Li C, Xu J, Chen D, Xiao Y. Detection of phthalates migration from disposable tablewares to drinking water using hexafluoroisopropanol-induced catanionic surfactant coacervate extraction. J. Pharm. Anal. [Internet]. 2016 [cited 2020 Jan 15];6:292–9. Available from: https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S2095177916300284
  8. No Title.
  9. U.S. Department of Health and Human Services C for DC and P. Fourth Report on Human Exposure to Environmental Chemicals. 2009.
  10. Schwabl P. et al. Assessment of microplastic concentrations in human stool – Preliminary results of a prospective study. In: Int. Conference on Emerging Contaminants. 2018.
  11. Calafat AM, Ye X, Wong L-Y, Reidy JA, Needham LL. Exposure of the U.S. population to bisphenol A and 4-tertiary-octylphenol: 2003-2004. Environ. Health Perspect. [Internet]. 2008 [cited 2020 Jan 15];116:39–44. Available from: http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/18197297
  12. World Health Organization., International Agency for Research on Cancer., IARC Working Group on the Evaluation of Carcinogenic Risks to Humans. A review of human carcinogens. Part F, Chemical agents and related occupations. [Internet]. International Agency for Research on Cancer; 2012 [cited 2020 Jan 15]. Available from: http://publications.iarc.fr/123
  13. Balalian AA, Whyatt RM, Liu X, Insel BJ, Rauh VA, Herbstman J, et al. Prenatal and childhood exposure to phthalates and motor skills at age 11 years. Environ. Res. [Internet]. 2019 [cited 2020 Jan 15];171:416–27. Available from: http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/30731329
  14. Larsson M, Weiss B, Janson S, Sundell J, Bornehag C-G. Associations between indoor environmental factors and parental-reported autistic spectrum disorders in children 6–8 years of age. Neurotoxicology [Internet]. 2009 [cited 2020 Jan 15];30:822–31. Available from: http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/19822263
  15. Factor-Litvak P, Insel B, Calafat AM, Liu X, Perera F, Rauh VA, et al. Persistent Associations between Maternal Prenatal Exposure to Phthalates on Child IQ at Age 7 Years. PLoS One [Internet]. 2014 [cited 2020 Jan 15];9:e114003. Available from: http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/25493564
  16. Giulivo M, Lopez de Alda M, Capri E, Barceló D. Human exposure to endocrine disrupting compounds: Their role in reproductive systems, metabolic syndrome and breast cancer. A review. Environ. Res. [Internet]. 2016 [cited 2020 Jan 15];151:251–64. Available from: http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/27504873
  17. Jurewicz J, Hanke W. Exposure to phthalates: reproductive outcome and children health. A review of epidemiological studies. Int. J. Occup. Med. Environ. Health [Internet]. 2011 [cited 2020 Jan 15];24:115–41. Available from: http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/21594692
  18. Lyche JL, Gutleb AC, Bergman A, Eriksen GS, Murk AJ, Ropstad E, et al. Reproductive and developmental toxicity of phthalates. J. Toxicol. Environ. Health. B. Crit. Rev. [Internet]. 2009 [cited 2020 Jan 15];12:225–49. Available from: http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/20183522
  19. Zamkowska D, Karwacka A, Jurewicz J, Radwan M. Environmental exposure to non-persistent endocrine disrupting chemicals and semen quality: An overview of the current epidemiological evidence. Int. J. Occup. Med. Environ. Health [Internet]. 2018 [cited 2020 Jan 15];31:377–414. Available from: http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/30160090
  20. Hauser R, Calafat AM. Phthalates and human health. Occup. Environ. Med. [Internet]. 2005 [cited 2020 Jan 15];62:806–18. Available from: http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/16234408
  21. Cuenca L, Shin N, Lascarez-Lagunas LI, Martinez-Garcia M, Nadarajan S, Karthikraj R, et al. Environmentally-relevant exposure to diethylhexyl phthalate (DEHP) alters regulation of double-strand break formation and crossover designation leading to germline dysfunction in Caenorhabditis elegans. PLOS Genet. [Internet]. 2020 [cited 2020 Jan 15];16:e1008529. Available from: https://dx.plos.org/10.1371/journal.pgen.1008529
  22. Matuszczak E, Komarowska MD, Debek W, Hermanowicz A. The Impact of Bisphenol A on Fertility, Reproductive System, and Development: A Review of the Literature. Int. J. Endocrinol. [Internet]. 2019 [cited 2020 Jan 15];2019:1–8. Available from: https://www.hindawi.com/journals/ije/2019/4068717/
  23. Rubin BS, Murray MK, Damassa DA, King JC, Soto AM. Perinatal exposure to low doses of bisphenol A affects body weight, patterns of estrous cyclicity, and plasma LH levels. Environ. Health Perspect. [Internet]. 2001 [cited 2020 Jan 15];109:675–80. Available from: http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/11485865
  24. Alonso-Magdalena P, Morimoto S, Ripoll C, Fuentes E, Nadal A. The Estrogenic Effect of Bisphenol A Disrupts Pancreatic β-Cell Function In Vivo and Induces Insulin Resistance. Environ. Health Perspect. [Internet]. 2006 [cited 2020 Jan 15];114:106–12. Available from: http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/16393666
  25. Bernal AJ, Jirtle RL. Epigenomic disruption: the effects of early developmental exposures. Birth Defects Res. A. Clin. Mol. Teratol. [Internet]. 2010 [cited 2020 Jan 15];88:938–44. Available from: http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/20568270
  26. O’Neill RJ, Vrana PB, Rosenfeld CS. Maternal methyl supplemented diets and effects on offspring health. Front. Genet. [Internet]. 2014 [cited 2020 Jan 15];5:289. Available from: http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/25206362
  27. Ziv-Gal A, Wang W, Zhou C, Flaws JA. The effects of in utero bisphenol A exposure on reproductive capacity in several generations of mice. Toxicol. Appl. Pharmacol. [Internet]. 2015 [cited 2020 Jan 15];284:354–62. Available from: https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0041008X1500085X

Dipnot[+]

0 Paylaşım